
Günümüzde birçok kişi yaştan bağımsız olarak yorgun görünümden şikayet eder. Neden yorgun göründükleri sorulduğunda ise ya göz altlarındaki koyu halkalardan, ya torbalanmalardan, ya kaz ayağı çizgilerinden ya da üst göz kapağının düşük görünümünden rahatsızdır. Göz çevresi estetiği bu şikayetlere çözüm getirmektedir.
20 yaşlarından 70 yaşlarına dek değişik yaş grupları benzer sorunla karşı karşıya kalsa da göz çevresi estetiği için çözüm önerileri yaşa ve soruna bağlı olarak değişiklik gösterir.
Genç ve orta yaşlarda göz altlarında meydana gelen koyu halkalar ve torbalanma sorununda ülkemizde çok sık görülen tiroid hastalığının sorgulanması çok büyük önem taşır. Özellikle Hashimato hastalığı veya tiroid nodülü varlığında özellikle alt göz kapağı etkilenmektedir. Bu durumun varlığı tedavi şeklini ve sonuçlarını etkiler. Bunun dışında ailesel bir koyu halkalanma durumu var ise izlenecek protokolde özellikle cilt kalitesini arttıracak ve aydınlanma sağlayacak işlemlerin çok büyük katkısı olur. 20’li yaşlardan itibaren uygulanabilecek bu işlemler özellikle hyalüronik asit içerikli mezoterapi, ışık ve aydınlatma sağlayacak ürünler, somon DNA aşısı ve polinükleotid enjeksiyonları sayılabilir. PRP enjeksiyonu göz çevresi aydınlatmada son derece başarılı olsa da 40’lı yaşlardan itibaren yapılması daha uygun bir işlemdir.
30’lu yaşlar itibariyle göz çevresinde kaz ayağı çizgileri belirmeye başlar. Bu çizgilerin belirginleşmesi hem kaşın aşağı düşmesine sebep olur hem de göz çevresi yaşlı ve kırışık görünmeye başlar. Dozunda ve yerinde yapılan botox uygulaması ile hem çizgiler açılır hem de düşen kaş tekrar eski seviyesine döner. Alın ile birlikte yapıldığında ise istenilen kaş şekli de sağlanmış olur. Özellikle bu yaşlarda botox uygulamaya başlanması çizgilerin derinleşmesini önler.
40’lı yaşlarda ise üst göz kapağında düşme ve fazla derinin olmaya başlaması bir diğer yaşlanma şeklidir. Bazen beraberinde göz altlarında torbalanma da meydana gelebilir. Bazı durumlarda bu torbalanmayı göz altı dolgusu ve botox uygulaması yaparak azaltabiliyoruz. Özellikle dolgu uygulamaları arasında en popüler olan highlight uygulaması olarak bilinen elmacık kemiğinin belirginleştirilmesi alt göz kapağında belirgin bir düzelme sağlar. Bunun dışında daha belirgin olan göz altı torbalarının alınması küçük bir operasyonla mümkündür. Son zamanlarda sıkça uyguladığımız bu ameliyattan sonra hem göz altı torbaları azalmış olur hem de ameliyat sonrası morarma ve şişme çok daha az görülmektedir.
Estetik ameliyatlar içerisinde en konforlu ameliyat olarak saydığımız üst göz kapağı ameliyatının göz çevresi gençleştirmede etkisi çok fazladır. Üst göz kapağı etli yapıya sahip olup far veya kalem çekme problemi olanlarda ise hem göz kapağındaki fazla yağ hem de fazla deri uzaklaştırılarak gözlerin daha çok ortaya çıkması sağlanır.
Göz kapağı ameliyatı esnasında yüze ve göz çevresine yapılacak yağ ve kök hücre enjeksiyonu bence bu ameliyatın bonusu olmaktadır. Yağ dokusu içerisinde bulunan kök hücre hem cilt dokusunu besler, gözeneklerin sıkılaşmasını sağlar hem de kanlanma artışı yaparak ciltte aydınlanmaya sebep olur.
Göz çevresi estetiği için kişiye, cinsiyete, yaşa ve şikayete yönelik işlemler özel olarak planlandığı takdirde optimal sonuçlar elde edilir. En önemlisi ise yaşa göre planlama yapmak. Maalesef çok küçük yaşlarda yapılan bazı işlem ve operasyonlar kişinin daha genç değil tersine daha yaşlı bir görünüme kavuşmasına sebep olur.
Elinize iyi ve güvenilir yol haritası çizildiğinde ilerleyen yaşlarda da güzelliğinizi ve yaşının iyi görünümünü yakalamış olursunuz.